Karaman İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

Güvey Traşı ve Güvey Hamamı

Eski evlerin büyük avuları, bahçeleri olurdu. Ya damat evinin avlusunda veya damada yakın bir akraba, komşunun avlusunda, Salı veya Çarşamba günü, öğle sonu güveyi traşı yapılırdı. Bu avluya sandelyeler, kerevetler hazırlanmış ve münasip yerlere de çullar serilirdi. Güveyi traşı yapılacak olan bu evin, odaları sofaları ve damları, hatta bu avlunun görülebileceği komşu evlerinin damları kadınlar ve çocuklarla dolardı. Çalgıcılar da yerlerini alırlar, yavaş yavaş akorda ve perdeye geçerlerdi. Berber gelir, cura, saz kanun, ud, darbukadan ibaret olan çalgılar çalınmaya ve uygun sesi olanlar oynak ve kıvrak türküler söylemeye başlardı. Evvela damadın arkadaşları traş olurlar, bu arada çalgıcılara ve bazı münasip davetlilere rakı ikram edilirdi. Gençlerin akşam eğlencelerindeki oyuncu kadınlar da bu toplantıya getirilmiş olurdu. Onlar da, bu kalabalığın önünde, sazların ritmine göre, hünerlerini göstererek oynarlardı. En çoşkulu türküler ve oyunlar, damat traş edilirken söylenir ve oynanırdı. Damadın traşı yarıya geldiğinde, berber, adet olduğu üzre, usturanın kesmediğini söyler, berber bu söylediği sözle yüklü bir para istediğini belirtmektedir. Araya giren aracılar vasıtasıyla, düğün sahibi ve berber anlaştırılarak, berberin tıraşa devam etmesi sağlanır. Damadın traşı bittikten sonra, davetli misafirler, aile yakınları ve komşular dağılmayarak, aynı evde veya bir komşu evinde hazırlanan akşam yemeği sofralarının başına toplanarak hazırlanan yemekleri yerler, kahveleri içerler, bir müddet istirahatten sonra, akşam sonu, güveyi hamamına gidilme hazırlıklarına başlardı.
Şehirdeki hamamlardan birisi o gün için özel olarak kiralanırdı. Hamam hazırlığı bittikten sonra, çalgıcılar çalgılarını çalarak, türkülerini söyliyerek, kafile halinde hamama doğru yürüyüşe geçilirdi.
Zaten gündüzden çakırkeyf olan hamam alayında, 8-10 kişi bir halka teşkil ettirerek, böyle halka halinde hem yürürler, hem de türkü söylerlerdi.
Damadın sağdıcı veya yakını birkaç kişi de rakıları, peynir, leblebi, turşu vs. içkiye elverişli mezeleri heybeler içinde hamama getirirlerdi. Artık o gece boyunca çalgılar çalınır, türküler söylenir. İçkiler içilir ve yıkanılarak damat hamamı yapılırdı.
Sabah namazı vaktinden sonra kafile hamamdan çıkarak, koşmalar türküler söylenir, şarkılar çalınır, tabancalar patlatılarak bir hay huy alemi içinde akşamki eve gelinir, burada sabah yemeği yenilirdi.